Sık Sorulan Sorular
Gömülü diş, çene kemiği içerisinde normal pozisyonunu alamayan ve diş eti yüzeyine çıkamayan diştir. Genellikle yirmi yaş dişleri (akıl dişleri) en sık gömülü kalan dişlerdir, ancak diğer dişler de gömülü kalabilir. Gömülü dişlerin oluşumu, genetik faktörler, ağızda yeterli yer olmaması, yanlış diş gelişimi ve yatay olarak yanlış yönlendirilmiş diş gelişimi gibi birçok nedenle olabilir. Dişlerin düzgün sıralanamaması, diğer dişlerin pozisyonunu da etkileyebilir ve çene yapısında düzensizliklere yol açabilir. Gömülü dişler çoğu zaman ağrıya, enfeksiyona, ve çevre dişlerde çürük veya diş eti hastalıklarına neden olabilir. Bu tür komplikasyonları önlemek için gömülü dişlerin zamanında teşhis edilip uygun müdahalenin yapılması önemlidir.
Gömülü diş çekimi sonrası en sık rastlanan komplikasyonlar arasında enfeksiyon, alveolit (kuru soket), sinir hasarı ve çevre dokulara zarar verme riski bulunur. Enfeksiyon, çekim bölgesindeki bakteriyel birikintiler nedeniyle gelişebilir ve ağrı, şişlik, kötü tat ve bazen ateşle kendini gösterebilir. Kuru soket, normal iyileşme sürecinin bozulması sonucu çekim yapılan alanda oluşan bir durumdur ve şiddetli ağrıya neden olur. Sinir hasarı, özellikle alt çene dişlerinin çekimi sırasında meydana gelebilir ve dudaklarda, çenede veya dilde geçici veya kalıcı duyu kaybına yol açabilir. Bu tür komplikasyonları önlemek için, cerrahi müdahaleyi yapan diş hekiminin deneyimli olması, hasta öyküsünün doğru bir şekilde değerlendirilmesi çok önemlidir.
Gömülü diş çekimi, genellikle lokal anestezi altında, oral cerrahi uzmanı tarafından gerçekleştirilen bir işlemdir. Bu işlem sırasında, diş hekimi, dişin gömülü olduğu çene kemiği ve diş eti dokusunu dikkatlice açar. Eğer diş tamamen gömülü ise ve çevre dokularla sıkı bir şekilde ilişkiliyse, dişin çıkarılabilmesi için bazen dişin bölümlere ayrılması gerekebilir. Dişin çıkarılmasından sonra oluşan boşluğun sağlıklı bir şekilde iyileşmesi için gerekli tedbirler alınır, bu genellikle dikiş atılması ve antibiyotik tedavisi ile desteklenir. Hastalar çekim sonrası birkaç gün boyunca şişlik, hafif kanama ve ağrı yaşayabilirler. Ağrı kontrolü için ağrı kesiciler ve şişliği azaltmak için soğuk kompres uygulamaları önerilir.
Diş implantları vücudun diğer yerlerinde kullanılan implant türleri gibi tamamen vücut ile uyumludur.
Diş beyazlatma özel bir karışım ile ve özel bir ışık ile yapıldığı için 30 dakika kadar sürmektedir.
Diş ağrısının birkaç yaygın nedeni vardır: Çürükler, diş eti hastalıkları, diş kökündeki enfeksiyonlar, çatlak veya kırık dişler, sıkılan veya gıcırdatılan dişler. Tedavi, ağrının nedenine bağlı olarak değişir, bu yüzden düzenli diş hekimi kontrolleri önemlidir.
Florür, diş minesini güçlendirerek çürüklere karşı koruma sağlayan bir mineraldir. Florürlü diş macunları ve ağız çalkalama suları, diş çürüklerinin önlenmesinde etkilidir.
Dişleri fırçalarken yumuşak kıllı bir fırça kullanılmalı ve dişlerin tüm yüzeylerine ulaşılmalıdır. Her bir dişi dairesel, kısa süpürme hareketleriyle yaklaşık 2 dakika boyunca fırçalamak gerekir.
Diş ipi, diş fırçasının ulaşamadığı dişler arasındaki ve diş eti çizgisinin altındaki gıda artıklarını ve plakları temizlemek için önemlidir. Her gün düzenli olarak diş ipi kullanımı, periodontal hastalıkların ve çürüklerin önlenmesine yardımcı olur.
Profesyonel olarak uygulandığında diş beyazlatma işlemleri güvenlidir. Ancak, bazı insanlarda hassasiyet yapabilir ve ev tipi ürünler yanlış kullanıldığında zarar verebilir. Diş hekiminizle konuşarak size uygun bir yöntem belirleyebilirsiniz.
Diş eti kanaması genellikle plak birikimi nedeniyle diş eti iltihabından (gingivitis) kaynaklanır. İyi bir ağız hijyeni ve düzenli diş hekimi ziyaretleri ile önlenebilir.
Diş çekimi, lokal anestezi altında, dişin çene kemiğinden dikkatlice ayrılması ve çıkarılması işlemidir. Çekim sonrası ağrı ve şişlik normaldir ve genellikle birkaç gün içinde azalır.
Kanal tedavisi, dişin içindeki enfekte veya ölmüş pulpanın çıkarılması ve diş kanalının temizlenip, şekillendirilip, doldurulması işlemidir. Bu işlemle diş kurtarılarak, fonksiyonelliği korunur.
Diş tellerinin takılı kalma süresi, bireyin diş düzensizliğinin derecesine bağlı olarak değişir. Ortalama süre 1 ila 3 yıl arasındadır, ancak kişiye özel durumlar süreyi etkileyebilir.
Diş implantları, eksik dişlerin yerine konulan, çene kemiğine entegre edilen titanyum vidalardır. Doğal diş hissi verirler ve konuşma ile çiğneme fonksiyonlarını iyileştirirler.
Pedodonti, çocuklara özel diş hekimliği dalıdır. Çocukların diş sağlığını korumak ve erken yaşta iyi ağız bakım alışkanlıkları kazandırmak için önemlidir.
Diş taşı, plakların sertleşip mineralize olması sonucu oluşur ve diş eti hastalıklarına yol açabilir. Düzenli temizlik diş taşlarının çıkarılmasını sağlar ve diş eti sağlığını korur.
Hamilelik sırasında hormonal değişiklikler diş eti hastalıklarına yatkınlığı artırabilir. Hamileler, diş hekimi ziyaretlerini düzenli olarak sürdürmeli ve iyi bir ağız hijyeni uygulamalıdır.
Ağız kanserinin belirtileri arasında, ağızda uzun süreli yaralar, dudak veya dilde şişlik, ağız içinde beyaz veya kırmızı lekeler bulunur. Erken teşhis hayati önem taşır.
Ortodonti, diş ve çenelerdeki düzensizlikleri düzelten bir diş hekimliği dalıdır. Çocuklar ve yetişkinler bu tedaviden faydalanabilir.
Periodontitis, diş etlerinin iltihaplanmasıyla başlayıp, dişleri destekleyen yapıların yıkımına ilerleyen ciddi bir hastalıktır. Tedavisi, diş taşı temizliği ve gerekirse cerrahi müdahaleleri içerir.
Lamine kaplamalar, dişlerin ön yüzeyine uygulanan ince porselen kaplamalardır. Estetik sorunları düzeltmek ve dişlerin görünümünü iyileştirmek için kullanılır.
Gülüş tasarımı, dişlerin estetik görünümünü iyileştirmek için yapılan bir dizi işlemi ifade eder. Beyazlatma, kaplama gibi yöntemlerle kişinin gülüşü güzelleştirilir.
Diş hassasiyeti, diş minesinin aşınması veya diş eti çekilmesi sonucu dişin köklerinin açığa çıkmasıyla meydana gelir. Soğuk, sıcak, tatlı veya ekşi yiyeceklerle temas ettiğinde ağrı yapar.
Ağız kokusu genellikle kötü ağız hijyeni, kuru ağız, bazı gıdalar, sigara kullanımı veya sağlık problemleri gibi nedenlerden kaynaklanır. İyi bir ağız bakımı ve düzenli diş hekimi ziyaretleri ile önlenir.